Türk Sinemasında Yeni Bir Soluk!
Türk sinemasının büyük eksiklerinden biri olan Bilim Kurgu, Tebriz’li yönetmen Eldar Bora
tarafından itina ile işlenmeye başlandı. Türk ve İran ortak yapımı projelere imza atan
yönetmen; ENOSIS isimli yeni bir film ile bilim kurgu dünyasına renk katmak üzere çekimlere
başladığını, sosyal medya üzerinden paylaştığı kareler ile duyurdu.
Bir çok projesinde olduğu gibi; büyük bir projeye, düşük bütçe ile adım atan Eldar Bora, bu
kez sınırları daha da zorladı. Neredeyse kendi elleri ile gerçek bir uzay mekiği yaptığını,
paylaştığı içeriklerden görmek mümkün. Başta kendisi olmak üzere, başrol oyuncuları da
dahil tüm ekibi itina ile, tabiri caizse arı gibi çalışarak; liyâkatın ne demek olduğunu gözler
önüne serdiler. Özellikle; ekibinin pozitif enerjisininden bahseden yönetmen, imkânlar
dahilinde mükemmeli yaratmak üzere bir yola çıktık, tüm imkânsızlıklara ve aksiliklere
rağmen hedefimizden şaşmadan emin adımlar ile ilerlemeye devam ediyoruz. Sinema,
özellikle bilim kurgu; benim için bir yaşam tarzı. Sanatın bir çok çeşidi var lâkin en emek
isteyeni ve insanı en iyi yansıtanı sinemadır bence. Yaşamın tüm renklerini, seslerini,
hislerini içinde barındırır sinema.
Türk sinemasında; bilim kurgu hep geri planda kaldı. Yüksek bütçelere ihtiyaç
duyulduğundan, bilim kurgu çekmenin zor olduğundan söz edildi her daim. Ben, bilim kurgu
çekmeye başladığım ilk gün itibari ile; “olmaz, imkânsız, yapamazsın” cümleleri sarf edildi.
Lâkin; ortaya çıkardığım projeler ile, istenildiği ve aşkla yapıldığı sürece, düşük bütçe ve tüm
imkânsızlıklar dahilinde bile yaratım mümkündür. Yeter ki, gerçekten isteyin. Tabi sadece
istemek yetmez; kendinizden ödün verip, hedefinizden şaşmadan mücadele etmeniz,
imkânları zorlamanız gerekir, şeklindeki cümleleri ile projede nasıl zorlu şartlar altında
çalıştıklarını bir çok paylaşımında görmek mümkün.
KİM BU ŞARTLARI ZORLAYAN YÖNETMEN
Tanımayanlar için kendisi hakkında ufak bir araştırma yaptık.
Güney Azerbaycan’ın Tebriz şehri doğumlu, Sinema Yönetmeni Ve Yazarı olan Eldar Bora;
15 yılı aşkın bir süredir Türkiye, Güney Azerbaycan, Avrupa ve özellikle Amerika’da sinema
ve TV alanlarında faaliyet göstermekte.
4 Kitap, 50 üzerinde Kısa Film ve Televizyon Programının yönetmenliğini üstlenmiş. Santa
Clara University’den “Starting A Business”, The Open University’den “The Business of Film”,
Artvin Altın Boğa Film Festivali’nden “Kısa Film Çekimi ve Yönetmenliği” ve Fan Pardazan
Institute Of Higher Education “Doctorate Of Business Administration Cinema & Theater”
eğitimlerini almış. 2018 yılında çektiği “Dönüş” adlı kısa metrajlı bilim kurgu filmi, Harlem
New York merkezli BeBop Channel ve Opprime Tv başta olmak üzere birçok uluslararası
platformda ve festivalde yayınlanmış. Bu film ile 40 Üzerinde ödül alan yönetmen, aynı yıl
içerisinde International Cinema Community adındaki topluluğu kurmuş. “35mm ve Öncesi
Sinema, Astronomiden Sinemaya, İran Sinemasında Azerbaycanlıların İzleri, Film’de Da
Vinci İzleri” kitaplarının yazarı.
Christian Filmmakers Association Film Yapımcıları üyesi, International Cinema Community
Kurucu ve Üyesi, Türkiye Televizyon Radyo Yayıncıları Federasyonu Yönetmenler üyesi ve
Iranian Youth Cinema Society Film Yapımcıları üyesi olarak faaliyetlerimi sürdürmekte.
BİR ÇOK YAPIMCININ VE YÖNETMENİN; ÇEKMEKTEN KORKTUĞU BİLİM KURGUYU
HAYAT FELSEFESİ EDİNMİŞ BİR YÖNETMEN
Türk sinemasına baktığımız taktirde; bilim kurgudan ne yazık ki çok uzakta bir sinema
sektörümüz mevcut. Bilim kurgu aşıklarının sürekli sorguladığı bir konudur aslında bu. “
Neden, bizim de bilim kurgu üzerine filmlerimiz mevcut değil, bu alanda neden bir şeyler
yapılmıyor, bu kadar yönetmenden hiçbiri neden bilim kurgu sinemasına yönelmiyor.”
Bilim kurgunun, Dünya’da en popüler örneklerinin verildiği yıllarda, Dünyayı Kurtaran
Adamla, Çakma Süperman ile boyumuzun ölçüsünü almıştık. Kaç tane bilim kurgu yazarımız
var. İşin temeli buradan başlıyor aslında. Yazar ve senaristlerin kaçı bilim kurgu yazabilecek
kalibrede. Bilim kurgu yazabilmek; güçlü imgeler yaratabilen bir beyin algısına sahip olmayı
gerektirir. Buna sahip olan yazarlar da; ne yazık ki maddi imkânsızlıklar ile karşılaşıyorlar.
Türkiye’de bilim kurgunun olamamasının; eninde sonunda maddi koşullara bağlandığı acı bir
gerçek ne yazık ki. Elinizde, bir bilim kurgu senaryosu ile yapımcıya gidersiniz. Kendisi bir
ticaret adamı olduğu için projenize para yatırmak istemez. Zirâ bu projeye bağlayacağı para
ile 2-3 tane dram ya da avam komedi çekerek bu projeden kazanacağı paranın, 3-5 katını
kazanacaktır. Çünkü; sanat değil, maddi getiridir onlar için önemli olan.
Bir başka konu da teknik yetersizlik. 2 paralık filmlerin sahnelerini birleştirip adına “montaj”
dendiği dandik montaj setlerinde, bilimkurgu montajlayamazsınız. Zira Türkiye’de ne bilim
kurgu montajlayacak nitelikte ara eleman ne de kurgu seti bulunmaktadır. Bir odada yazılıp
çekilmeye, montajlanmaya yeltenilen bilim kurgu ile ne yazık ki bilim kurgu yönetmenliği
olmuyor. Bilim kurgu; yaptım demek için yapılabilecek kadar basit bir alan değildir.
Ve işte bu noktada Eldar Bora ve onun gibi yönetmenler devreye giriyor. Kitap yazarı’da olan
Eldar Bora, senaryolarını kendisi kaleme alıyor. Röportajlarından birinde; “Bu Dünya’da
hiçbir kitap yazıldığı gibi çekilmedi ve bu biz yazarların en büyük şikâyetidir aslında. Çünkü
bir yönetmen, yazarın duygusuna göre değil; eserde yazılanı anlayabildiği kadar filme
uyarlayacaktır. Lâkin bir film yönetmeni olarak konuşmam gerekirse, bir kitabı veya
senaryoyu çekmek kadar zor bir şey yok bu Dünya’da derim. Çünkü yazarın, nerede nasıl ve
hangi duygularla sahneyi yazdığını asla bilemiyorsunuz. Ve bu bir yönetmen için çok zor bir
durum. Bu yüzden düşüncem şu ki; iyi bir film çekmek istiyorsanız, “kendiniz yazmalı ve
kendiniz çekmelisiniz”. Çünkü kimse sizin ne istediğinizi, yazarken gözünüzün önünde
canlandırdığınız o sahneyi, sizden daha iyi bilemez. Sinema filmi veya kısa film farketmez,
bunları kendiniz yaptığınız zaman inanılmaz işler ortaya çıkabiliyor. Sinema filminin
temelinde tam olarak bunlar yatıyor. İyi bir sinema filmi çekmek istiyorsanız; kısa film çekmiş
ve çok iyi bir senaryo yazma kabiliyetine sahip olmuş olmanız gerekiyor. İşte bu ikisi varsa,
harikâlar yaratabilirsiniz. Tarihte iz bırakabilirsiniz… söylemlerinde bulunmuştur.
Kısıtlı bir bütçeyle yola çıkan Eldar Bora; filmi daha ucuza çekebilmek için İran’daki bir plato
ile anlaştıklarını, lâkin çekim sürelerinin uzadığı için bunun yerine bir mekan kiralayıp, orada
uzay gemisini tasarlamaya başladıklarını dile getirmişti.
Bu cümlelerinden de anlayacağımız üzere, yönetmen demek aslında; projeye bütünü ile
kendini adamak demek.
Tıpkı; Eldar Bora’nın yaptığı gibi. Kendisini; bilim kurgu aşıkları olarak, önceki projelerinden
de takip ettiğimiz için, projelerinde nasıl emek harcadığını, yaptığı paylaşımlar üzerinden
görme ve inceleme imkânımız oldu. Enosis projesini de en ince ayrıntılara kadar ekibi ile
ilmek ilmek tasarlamış, işine ve sinemaya aşık bir yönetmen. İşte O’nu diğer yönetmenlerden
ayıran en temel faktör bu kesinlikle.
Dönüş filminden sonra bir çok yapımcının, beraber bir şeyler yapalım diye geldiğini dile
getiren Eldar Bora; ben para için fikirlerimi satmam, söylemleri ile; sanatın ne demek
olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiş oldu. Filmlerinde bilindik simalardan ziyade, iş
ahlakına sahip, oyunculuğa aşık, her şeyden önce boş kaprislerde bulunmayacak karakter
sahibi insanlara yer vermeye özen gösterdiğini dile getiren yönetmen; başrolleri için
Türkiye’den Nur Demetgül ve İran’dan Araz Amjadi ile anlaştı. Çekimlerin tüm zorluklara
nazaran, fazlası ile keyifli geçtiğini, tüm ekibin yoğun bir gayret içerisinde olduğunu görmek
mümkün.
2023 yılı içerisinde gösterime girmesi beklenen ENOSIS, tüm bilim kurgu severleri tarafından
sabırsızlık ile bekleniyor. Başta yönetmen Eldar Bora ve projede emek harcayan her bir
bireye; bilim kurgu için yaptıkları her şey için teşekkür etmeyi borç biliriz. Umuyoruz ki
ENOSIS; bunca emek ve sanat aşkı karşısında, hakettiği karşılığı alır